Turk Bayrağı

 
İNS@N V€ Ç€VR€
------------M€NÜ------------  
  İNSAN VE ÇEVRE
  İLETİŞİM
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  FORUM
  PLEASE HELP(LÜTFEN YARDIM EDİN)
  KUTUP AYILARI
  CARETTA CARETTA
  PANDA
  SU SAMURU
  MAVİ BALİNALAR GERİ DÖNÜYOR
  KELAYNAKLAR İÇİN ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ TOPLANTISI
  EKOSİSTEM
  VAN KEDİSİ
  RÜZGAR ENERJİSİ
  GELECEKTEN MEKTUP
  KÜRESEL ISINMA
  KÜRESEL ISINMA ÖNCESİ SONRASI
  HİDROLİK ENERJİ
  GÜNEŞ ENERJİSİ
  JEOTERMAL ENERJİ
  BİYOKÜTLE ENERJİ
  BİYOGAZ ENERJİ
  NÜKLEER ENERJİ
  ÇEVRE KİRLİLİĞİ
  HAVA KİRLİLİĞİ
  SU KİRLİLİĞİ
  TOPRAK KİRLİLİĞİ
  ORMANLAR
  DENEYLER
  ÇIĞ
  ÇEVRE SÖZLÜĞÜ
  RESİMLER
  ÇİÇEKLERİN DİLİ
  TEMA
  ÇEKÜL
  ÇEVRE MESLEKLERİ
  SİTEMİZİ DESTEKLEYENLER
  ÇAMAŞIR YIKAMAK TARİHE Mİ KARIŞIYOR?
  LİNK LİSTESİ
  ÇEVRE GALERİSİ
  KAMBOÇYA'DA VAHŞİ TİCARET
  UZUNGÖLÜN ETRAFINA DUVAR ÖRÜYORLAR
  AÇIK YEŞİL PLATFORM
  BEYOĞLU'NUN ORTASINDA DEV PANKARTLI HASANKEYF EYLEMİ
  AKDENİZ'İ ÇÖLLEŞTİREN AV
  SANTRAL İNŞAATI İKİZDERE'Yİ KURUTTU
  9 MİLYAR DOLARA TERTEMİZ BİR DÜNYA
  BADEM'İN ARKADAŞI OLDU
  KARBONDİOKSİT TAŞLARIN İÇİNDE DEPOLANACAK
  2010'DA SU SAVAŞLARI BAŞLAYABİLİR
  NÜKLEER'DE İBRE RUSLARA DÖNDÜ
  HÜKÜMET HALKI ORMANLARDAN,YOKSULLARI EVLERİNDEN ETMEYE KARARLI
  DEMRE'DEKİ CENNETE KUŞ AKINI
  ORKİNOSLAR İÇİN OYUN BİTTİ
  İKİ CARETTA CARETTA DAHA ÖLDÜRÜLDÜ
  HOLLANDA C02'Yİ TOPRAĞIN ALTINA GÖMECEK
  53 BALİNA İNTİHAR ETTİ
  UZUNGÖL DUVARI GÜZELLEŞTİRİLECEK
  KYOTO PROTOKOLÜ HASIR ALTI MI EDİLİYOR?
  ÇEVRECİLER AİHM YOLUNDA
  OKYANUSLAR GİDEREK DAHA ASİTLİ HALE GELİYOR
  EUROSOLAR TÜRKİYE 2008 GÜNEŞ ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
  ÇEVRECİLER ''BETON''U YENDİ
  YAŞAMIMIZIN HER ALANINDA NÜKLEERE KARŞI EYLEMDE OLACAĞIZ
  DANIŞTAY SAHİL YOLUNA SİNOPTA DUR DEDİ
  BADEM BEYAZPERDEDE
  80 YIL SONRA AKDENİZDE KUŞLAR ÖTMEYECEK
  POLONYA'DA ULUSLARARASI İKLİM KONFERANSI
  VENEDİK BATTI BATIYOR!!!
  BALİNALAR KURTULAMADI
  ABD KÜRESEL ISINMA İLE MÜCADELEDE YAN ÇİZİYOR
  HAVUZ HALİNE GELDİ
  ÇOCUKLARA NE DİYECEĞİZ?
  ILISU BARAJI KURAL TANIMIYOR
  KIZILIRMAK DELTASI SULAKALAN YÖNETİM PLANI KİTABI BASILDI
  MADENCİ ÇEVRECİYE SALDIRDI
  OKULUN BAHÇESİNDEKİ ASIRLIK ÇINARLARA KAMERA KATLİAMI
  HES'LERE SİT ENGELİ
  İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ZARARLARI TAZMİN EDİLMELİ
  NÜKLEER İHALESİNDE KARAR DAVASI
  AKTİVİSLER ''KÜRESEL ISINMAYI DURDUR!'' ÇAĞRISIYLA SOKAĞA ÇIKIYOR
  ''KYOTO'' TBMM GÜNDEMİNİN 30. SIRASINDA
  DÜNYA SESİNİ ''DÜNYA SAATİ''(EARTH HOUR) EYLEMİ İLE 2009'DA YÜKSELTİYOR
  ''GELECEĞİMİZ ERİMESİN'' İÇİN DESTEK ÇAĞRISI
  YEŞİL HÜKÜMLÜLER
  LEYLEKLER MÜZEYE GÖÇ EDEBİLİR
  MERCAN KAYALIKLARI YOK OLUYOR
  HASANKEYF KURTULUYOR,AVUSTURYA ILISU'DAN ÇEKİLDİ
  ÇEVRECİLER BEDAVA KÖMÜRE İSYAN ETTİ
  İKLİM KONFERANSININ SONUCU ''KOCA BİR SIFIR''
  3 BİN KAPLUMBAĞA EVLAT EDİNİLDİ
  TARIM SEKTÖRÜNÜN TUZLU GELECEĞİ
  ÇEVRECİLER UYARIYOR:KRİS ULLA GİBİ OLMASIN
  NÜKLEERDE TAEK KARARI CUMA GÜNÜ BİLDİRECEK
  AB'NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SINAVI
  YEDİGÖLLERDE GEYİK SAYISI ARTTI
  TEHLİKELİ TERMİK KUŞATMA
  KÜÇÜK SAKARCA KAZI UÇAKLA KANDIRILACAK
  5 YILDA 2 TONDAN FAZLA BUZUL ERİDİ
  GERZE'DE BÜYÜK SEFERBERLİK
  NESLİ TÜKENDİ SANILAN ÇİZGİLİ SIRTLAN URFA BOZKIRLARINDA GÖRÜNTÜLENDİ
  KÜRESEL ISINMADA DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL
  OECD TÜRKİYE ÇEVRE RAPORUNU YAYIMLADI
  ERGENE NEHRİ KİRLENDİ TARIM DURDU
  GÜNEŞ ENERJİSİ İLE DÜNYAYI TURLADI
  YUNUS TUTSAK EDEN DENİZLER İSTEMİYORUZ
  BEDAVA KÖMÜRERZURUMLULARI BOĞUYOR
  KAÇAK AVCILAR KUŞLARI YOK EDİYOR
  KALİTESİZ SU OECD RAPORUNDA
  KARACALARA KIYMAYIN
  ANKARA'DA ÖLÜM KOL GEZİYOR
  EGE'YE BEREKET DEĞİL ZEHİR AKIYOR
  KUŞ CENNETİ İNTERNETTEN CANLI İZLENEBİLECEK
  ACIMADAN 300 ZEYTİNİ KESDİLER
  RUSLARA NÜKLEERDE 'TEKNOLOJİ UYGUN' ONAYI
  İSVEÇ'TE KUŞLARA EZİYET SKANDALI
  GOOGLE EARTH'LE OKYANUS VE MARS TURU
  TOKYO'DA ÇEVRE DOSTU OFİSLER
  TEMA'NIN TEPKİSİ AĞAÇLARI KURTARDI.
  IRAK BATAKLIKLARINI KURAKLIK VURDU.
  ZEHİRLİ GEMİ İNGİLTERE YOLCUSU
  AKDENİZ ÜNİVERSİTESİNDEN ÇEVRE ATAĞI
  ÇEVRECİLER BALİNA AVCILARININ PEŞİNDE
  DANIŞTAYDAN BALIK ÇİFTLİKLERİ KARARI
SU KİRLİLİĞİ

SU KİRLİLİĞİ

            Yer yüzündeki sular, güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içinde bulunur. İnsanlar, ihtiyaçları için, suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra tekrar aynı döngüye iade ederler. Bu süreç sırasında suya karışan maddeler, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek “su kirliliği” olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Su kirlenmesi, su kaynağının fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde olur.

            Yeryüzünü saran ve okyanuslarda, denizlerde, göllerde, akarsularda ve yer altı sularında bulunan sularla atmosferdeki su buharının tümüne hidrosfer (su küre) adı verilir. Yeryüzündeki sular, güneş enerjisi etkisi ile sürekli bir dolaşım içinde bulunur. Yeryüzünden buharlaşarak atmosfere çıkan sular yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne dönerler. Bu dolaşma "Hidrolojik devre" denir. İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve ekonomik ihtiyaçlarım giderebilmek için suyu bu dolaşımdan alır, kullandıktan sonra yine aynı dolaşıma iade ederler. Bu olaylar sırasında suya karışan maddeler suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak özelliklerinin değişmelerine neden olurlar. Su kirliliği olara.k adlandırılan bu özellik değişimleri, aynı zamanda sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları da etkiler. Böylece su kirlenmesi suya bağlı eko sistemlerin etkilenmesine, dengelerin bozulmasına ve giderek doğadaki tüm suların sahip oldukları kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açabilir.

             Çevre kirlenmesi denilince genellikle hava, su ve toprağın kirlenmesi düşünülür. Bunlardan en kolay ve çabuk kirlenen kuşkusuz sudur. Çünkü her kirlenen şey genelde su ile yıkanarak temizlenir, bu da kirliliğin son mekanının su olması anlamına gelir. Havanın ve toprağın kirlilik bakımından zamanla kendi kendilerini yenilemeleri bir bakıma kirliliklerini suya vermelerine neden olur.

              Havanın içinde bulunan katı ve sıvı tanecikler, havadan çok ağır olduklarından, çok geçmeden aşağı doğru inerek karalara ve sulara ulaşırlar. Havanın içinde bulunan gaz ve buhar halindeki kirleticilerde zamanla yağmur suları ile yeryüzünde toprak ve suya karışırlar. Bunlara örnek olarak, kükürt, azot ve karbon dioksitler verilebilir. Havaya karışan pek çok kirletici madde çok dayanıklı olmadığından, zamanla oksijen, ışık ve ültraviyole ışınlarının etkisi ile parçalanır. Daha sonra dünyada toprağa, göle, denize ve havaya inerler. Bu kirleticilerden toprağa yayılanlarda zamanla mekaniksel ve sel suları yardımı ile veya başka etkenlerin yardımı ile topraktan suya geçerler.

              Su kirliliği antropojin etkiler sonucunda ortaya çıkan, kullanımı kısıtlayan veya engelleyen ve ekonomik dengeleri bozan kalite değişimleridir. Su kirliliğinin bir başka tanımı ise; su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi, şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji atıklarının boşaltılmasını ifade etmektedir.

a)     Havadaki ve topraktaki kirletici maddeler eninde sonunda suya geçerler.

b)     Dünyadaki tüm suların % 99'undan daha fazlası bir tek sistem içinde birbirine bağlı olup genel mahiyette kirlenme tehdidi altında bulunmaktadır.

c)     Sularda, muazzam bir canlı varlık hazinesi, dolayısı ile gıda deposu mevcuttur. Burada vaki olabilecek bir denge bozulması bütün dünyamızdaki yaşamı ciddi ve olumsuz yönde etkiler.

d)     Kirletici madde miktarı çok az olsa bile suda erimediği zaman, su üzerinde çok ince bir tabaka teşkil edince sudaki hayat önemli bir derecede etkilenebilir. Bunun nedeni atmosferden oksijen ve ısı alışverişinin zorlaşmasıdır.

Denizlerden buharlaşan sular yukarıda yoğunlaşıp yağmur halinde aşağıya düşünce pek çok pislikleri ve suda eriyen maddeleri beraberce nehirlere ve özellikle denizlere doğru sürüklerler. Bu şekilde pislikler ve kirleticiler durmadan havadan ve topraktan sulara geçerler. Karalardan sökülebilen ve sular tarafından sürüklenen taş ve topraklarda bu kirletici maddeler gibi denizlere ulaşınca bir daha eski yerlerine gidemezler. Onun içindir ki denizler bilhassa nehir ağızlarında mütemadiyen dolmakta ve karaların yüzölçümü az da olsa artmakladır. Kısacası karalardan ve atmosferden ister suda erimiş olsun, ister erimemiş olsun suya sürüklenen maddeler ve bu arada kirleticiler bir daha eski yerlerine gidemezler. Her şeyden önce yer çekimi buna manidir. Erozyon sonucunda her yıl milyonlarca ton kıymetli toprak karalardan sulara ve dolayısı ile denizlere geçer. Bir bakıma bu da önemli bir çevre sorunudur.

 Dünyamız verimliliği bu yüzden gittikçe azalmaktadır. Sulara ve denizlere geçen maddeler okside edilebilir cinsten iseler (mesela organik maddeler) sudaki erimiş oksijeni yakacaklarından sudaki hayat şartlarını zorlaştırırlar. Genellikle organik maddeler oksijenle tahrip edilip zamanla parçalanırlar ve hüviyetlerini kaybedip zararsız hale gelirler. Suda erimiş

Haldeki oksijen oradaki hayatın devamında büyük bir etkendir. Bir kısım organik madde çok dirençli olup uzun zaman bozulmadan kalabilirler. Bu gibi maddelerin çevre üzerindeki menfi etkileri de uzun sürer ve ekolojik sistem dengesini ciddi olarak bozabilirler. Örnek olarak petrol ürünlerinden, suda ağır olup dibe çökenler gösterilebilir.

 
-----------S@@T---------------  
   
KÜRESEL ISINMAYA HAYIR  
  küresel ısınma  
SON DEPREMLER  
   
insanvecevre.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol