Bilim dergisi Science’da yayımlanan bir araştırmaya göre tatlı su kaynaklarının giderek azaldığı bir dünyada tuzlu suda tarım yapmak artık bir zorunluluk haline geliyor.
Bilimadamları, tuzlu toprakta yetişebilecen yabani bitkilerin tarım mahsülüne dönüştürülmesinin gıda sıkıntısı sorununa karşı ciddi kazanımlar sağlayacağını düşünüyor. Dünyadaki suların sadece yüzde 1’i tatlı su kaynağı.
Genelde tuz oranının su kaynaklarında giderek arttığını söyleyen araştırmacılar, tarım arazilerinin bu nedenle verimliliğini kaybettiğini vurguluyor.
Amsterdam merkezli Profesör Jelte Rozema, “İnsanoğlunun eninde sonunda kabul etmesi gerek, dünyamız tuzlanıyor” diyor.
Denizlerin su seviyesindeki artışın ekili dikili topraklarda tuzluluk oranını tırmandırdığı bilinen bir gerçek. Bilimadamları, bu gelişmeye uyum sağlamak için tuzlu ortamlarda, örneğin deniz kıyılarında yetişmeye alışmış bitkileri tarım mahsülü olarak kullanılmasına ağırlık verilmesini istiyor.
Bilimadamları bu yönde atılacak en iyi adımın yabani bitkileri, daha verimli hale getirmek için, melezleştirerek geliştirmek olacağını söylüyor.
Deniz rezenesi gibi dünyanın birçok yerinde kıyı şeritlerinde yetişen ve yüzyıllardır insanların sofrasına konuk olan bitkiler ileride buğday gibi belli başlı ürünlerden biri haline gelebilir.
Gene deniz kıyısında yetişen bir çeşit kıvırcık lahana türü de Science dergisindeki araştırmaya göre önemli bir potansiyele sahip.
Profesör Rozema, bu lahana türünün Hollanda’da ticari ekiminin yapılmaya başlandığını söylüyor.
Ispanak ve şalgam gibi yaygın biçimde yenen bitkilerin tuzlu toprağa dayanıklı olduğuna dikkat çeken araştırmacılar, deniz rezenesinin de aynı bitki ailesinden geldiğini söylüyor.
Bilimadamları yaklaşık 30 yıldır pirinç ve buğday gibi ürünleri tuzlu suda yetiştirmek amacıyla genetik deneyler yapıyor.
Ancak bugüne değin bu girişimlerden olumlu bir sonuç alınabilmiş değil.