Bitkiler alemi atmosferdeki sıcaklık değişimine daha önce tepki verdi. Ilıman beölgelerdeki bitki ve ağaçlar daha hızlı, daha iyi büyüyor ve 20. yüzyıl başına göre daha erken ürüyorlar. Güneydeki türler, sürekli olarak kuzeye yerleşiyorlar, alçaklarda yaşayanlar daha yukarılara doğru genişliyorlar. Küçük buzul çağından sonra ekoloji genel olarak yeniden düzenlenirken havadaki artan nemden faydalandı.
“Kuzey Yarımkürede ağaçlar daha hızlı büyüyor ve daha erken ürüyorlar. Güneydeki türler kuzeye doğru çıkıyorlar. Dağlarda ağaçlar teorik olarak yaşamalarına uygun olmayan yüksek bölgelerde yaşamaya başladılar.”
Daha büyük, daha verimli ağaç ve bitkiler
20. yüzyılın başından beri orta enlemlerde, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ağaçlar daha hızlı büyüyor ve daha yükseğe çıkıyorlar. Orta Fransa’daki meşeler 1900’dekinden 10 metre kadar daha yüksek. Diğer birçok tür gibi daha erken tomurcuklanıyor, yapraklarını daha geç kaybediyorlar. Bu durumda büyüme sürelerini on güne kadar uzattı. Otuz yıl öncesine göre gözle görülür bir şekilde daha verimli olan yapraklar ve reçineler, hayvan türleri gibi kuzeye doğru bir göç hareketine başladı. Bu tespit çiçekli bitkiler içinde geçerli. Bu yer değiştirmeler yerli türlerin zararına oluyor, zira rekabetten korunabilenler az sayıda. Bu nedenle bitkibilimciler son otuz yılda, Avrupa’nın kuzey iklim bölgelerindeki tür sayılarında sürekli bir azalma gözleniyor.
Tam tersine ılıman bölgenin orta kısmı, kendine has çeşitliliğin arttığına şahit oluyor. Bu değişikliklerin büyüklüğü doğal değişkenlik sınırını aşıyor. Büyük olasılıklar bu durumun esas sorumlusu, atmosferdeki ortalama sıcaklık ve karbondioksit oranındaki artıştır, çünkü bu artış Kuzey Yarımküre’nin orta enlemlerindeki iklimlerin dağılım alanlarını değiştirdi. Ağaçlar ve bitkiler yapabildikleri takdirde bu hareketleri takip ediyolar. Kuzey bölgesi ormanları Kuzey Kutup bölgesindeki tundra alanlarını her bir ek derece Celsius için 100km’lik teori bir hızla işgal ediyor.
Dağda
Değişiklikler dağda daha belirgin. Alçak kısımlardaki bitkiler yükseklerdekilerin yerine geçiyor. Ağaçların bulunduğu asgari 6,5 derece sıcaklığın belirlediği üst sınırdan sonraki seyrek yamaçlar daha önce hiç gözlemlenmemiş yoğunlukta. Ural dağlarında dağ otlakları, yüz yıl öncesine oranla 20 ila 80 metre daha yukarıdan başlıyor. Alplerde kayın ağacı artık 1600-2100 m’de çam ve ladin ise 2100-3200 m’de görülüyor.Karın olduğu yukarı katlarda bile bitkiler, seksen yıldır her on yılda 4m tırmandı. Dağ kütlelerinin yüksek katlarına yerleşerek sert iklim koşullarına uyum sağlamış bitkiler, her yıl biraz daha alan kaybediyor. Oysa bu bitkiler, Batı Avrupa florasının yerleşik türlerinin sadece belirli bir bölgede bulunanlar %15 %20’sini oluşturuyor. 50 yıldır, Alperin doruklarında %70 oranında yukarı doğru göç eden bitki türleri sayısındaki sürekli artış, bu eşsiz bitkilerin yok olma riskinin fark edilmesini engelliyor. Bunlardan atmosferin ısınması mı sorumlu? Hiç şüphe yok, fakat tek sorumlu o değil.