Küresel Isınmanın sebebi sera gazlarının gereğinden fazla atmosfere salınarak daha fazla ısının atmosferde tutulmasıdır. Sera gazları neden artıyor? Endüstri yani insan. Sanayi devrimi (1800 lü yıllar)’nden sonra binlerce fabrika kuruldu, yeni teknolojiler icat edildi, bilinçsizce fosil yakıtlar tüketildi ve sonuç şu an dünya sıcaktan pişiyor, kışlar ise bellli değil bir sert bir ılık…
Tüm bu hareketlenmelerin ,devrimlerin ve sanayinin atığı sera gazları her geçen gün bilinçsizce atmosfere salındı. Neticede sanayi gelişti atık arttı, ormanlar yakıldı, atom bombaları, savaşlar derken insanlık kendini kendi ürettiği bataklıkta buldu.
Küresel Isınmaya yol açan sera gazlarının artış sebepleri
Sera gazları dediğimiz CO2, metan, su buharı, azotoksit, kloroflorokarbon ve ozon neden bir artış içindeler? Aslında hepsinin bir artış ivmesi yakaladığını söyleyemeyiz. En çok salınanı karbondioksit ancak en risklisi metan ve kloroflorokarbondur. Metan, bir karbondioksitten 21 kat, azotoksitten de 270 kat daha fazla ısı soğurma kapasitesine sahip. Düşünün taşıt araçlarımızda karbondioksit yerine metan gazının çıktığını;heralde dünya venüs kadar sıcak ve yaşanılmaz olurdu.Karbondioksitin neden artış gösterdiğine gelince. Kimyasal olarak olayı ele aldığımızda yanma reaksiyonları sonucu atmosfere ya da ortama karbondioksit gazı salınır. 18. yy. ortalarından itibaren karbondioksitte hızla bir değişimin bir artışın olduğu görülmektedir.
Özetle küresel Isınmanın nedeni %90 insan. Birleşmiş Milletler iklim konferansı, iklim değişikliği konusundaki dördüncü değerlendirme raporunu açıkladı. Raporda, dünya ısısının 2100 yılına dek 1,8 ile 4 derece arasında yükseleceği kaydedildi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın başkanı Achim Steiner’in, uzun zamandır beklenen raporunda, küresel ısınmanın, yüzde doksandan da yüksek bir olasılıkla, insan faaliyetleri yüzünden meydana geldiği sonucuna varıldı. Steiner, bu bulguların, artık, son 50 yılda artan sıcaklıklara neyin yol açtığı konusundaki tartışmalara bir nokta koyması gerektiğini söyledi. 2001 yılında hazırlanan son BM raporunda insan sorumluluğu yüzde 70′ler civarında saptanmıştı. Çağımızın en büyük tehditlerinden biri olarak görülen küresel ısınma “bilimin” vardığı noktayı özetleyen BM raporu, hükümetlerin politikalarını belirlerken temel alabileceği bir belge oluşturmayı amaçlıyor. Paris’te yapılan toplantılarda en çok tartışılan konulardan biri, denizlerin düzeyinde ne kadar yükselme beklendiğiydi. BM İklim Değişikliği Paneli’nin 2001′deki son raporunda denizlerin düzeyinin bu yüzyılın sonuna dek 140 santim yükseleceği tahmin edilmişti. Bu rakam son derece kaygı vericidir.
Yeni rapordaysa “Denizler 18 ile 59 santim arasında yükselecek” deniyor. Antarktika ve Grönland’daki buzulların erimesiyle oluşacak yükselmenin de gözardı edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Grönland, her 40 saatte bir, 40 kilometreküp buz kaybediyor. Bu, gelişmiş bir ülkedeki 3-4 milyon nüfuslu bir kentin, örneğin Los Angeles’ın bir yıllık su kullanımına eşit.